Psikanalitik Psikoterapi Nedir?
Psikanalitik psikoterapi teorisini Freud’un psikanaliz kavramlarına dayandıran bir yaklaşımdır. Tedavi yaklaşımı olarak psikanaliz ilkelerini temel alan, fakat klasik uygulama kurallarına bağlı kalmayan sağaltım türüdür. Bu terapide sorunlar bazen açıkta belirgin olabilirken bazen kişi geçmişte ya da şu an kendini bir anlamda korumak için bu sorunları bastırıyor olabilir. Bu bastırmalar psikanalitik teoride savunma mekanizmaları olarak ele alınır. Psikanalitik ve psikanalitik kuramlara sırtını yaslayarak çalışan psikodinamik terapide amaç kişinin bilinçdışında bulunan ve kişiyi zorlayan bastırılmış konuların bilinç düzeyine çıkarılarak farkındalık, iç görü kazandırılmasıdır. Kazanılan iç görüyle beraber kişi anlamlandırmakta zorlandığı sorunları anlamlandırabilir, kendini hayatının kontrolünü tekrar ele alarak ve yaşantılarıyla yüzleşmiş olarak durumların sonuçlarını üstlenir, sorumluluk alır. Bu süreçte kişilik yapısını anlamak için çocukluk yaşantıları, çocukluk dönemi ilişkiler (anne-baba) sıkça çalışılır. Kişinin içsel çatışmaları zorlanışlarını anlamada önem taşır ve terapi boyunca bu çatışmalar ele alınır.
Psikanalitik Psikoterapide Seanslar Nasıldır?
Psikanalitik psikoterapi genellikle haftada 1-2 kere, çoğunlukla belirlenen sabit bir gün ve saatte, 45 dakika şekilde gerçekleşir. Bu terapide hasta divana uzanmaz; yüz yüze konuşulur. Sağaltım 2-3 yıl, hatta daha uzun sürebilir.
Psikanalitik ve psikodinamik psikoterapi danışana aklından geçenleri yargılanma korkusu olmadan ifade etme olanağı sunar. Terapi süresince terapist sessiz kalarak ya da kısa yorumlamalarla danışanın özgür ifadesinde ona eşlik eder, danışanı yönlendirmemeye özen gösterir. Serbest çağrışım olarak adlandırılan, danışanın aklına geleni üzerine düşünmeden, sansürsüz, direkt olarak paylaşması terapinin en temel yapı taşıdır. Terapi sürecinde rüyalar da önem arz eden bir başka konudur. Rüyalar içsel çatışmaların ve bilinçdışının kendini üstü kapalı olarak da olsa ifade ediş biçimi olarak düşünülebilir ve bu sebeple psikanalitik psikoterapide rüyaların çalışılması, yorumlanması kıymetlidir. Çoğu terapi yaklaşımında terapist-danışan ilişkisi önemlidir ancak psikanalitik psikoterapide danışanın terapistine karşı hissettikleri, ilişkileri hakkındaki düşünceleri (aktarım) ve aynı şekilde terapistin de ilişkilerine karşı hisleri (karşı aktarım) süreç ile ilgili önemli bilgiler sunar. Psikanalitik psikoterapide terapist-danışan arasındaki ilişki danışanın farklı ilişkilerini yansıttığı bir süreç olarak da karşımıza çıkabilir, bu oldukça normal ve çalışılarak anlamlandırılması gereken bir konudur.
Psikanalitik psikoterapide çerçeve olarak adlandırılan seans yapılanması önemlidir. Seansların süresi, görüşme sıklığı, ücret, görüşme biçimi, tatillerin planlanması gibi konular için terapist ve danışan bir anlaşma içindedir ve bu anlaşmaya sadık kalınması terapinin verimliliği için önemlidir. Çalışılan konuların derinliği sebebiyle iç görünün oluşması ve konuların bilinçdışından bilince getirilme süreci zaman alabilir. Psikanalitik psikoterapi kısa süreli bir psikoterapi değildir, taşlar sağlamca yerine oturtularak ilerleyen bir süreçtir. Amaç ise yakınılan belirtilerde önemli değişiklikler sağlamak üzere ruhsal yapının kısmen yeniden yapılandırılmasıdır
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
