Panik Atak Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Panik Atak Nedir?

Panik atak, ani ve yoğun korku nöbeti şeklinde ortaya çıkan, kişide güçlü fiziksel ve duygusal tepkilere yol açan bir durumdur. Birçok kişi tarafından “kriz” olarak tanımlanan bu ataklar, beklenmedik anda başlar ve birkaç dakika içinde zirveye ulaşabilir. Panik ataklar genellikle kendiliğinden sonlanır ancak kişide derin bir korku ve çaresizlik hissi bırakabilir.

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Panik atak sırasında görülen belirtiler genellikle ani başlar ve 10 dakika içinde en yüksek seviyesine ulaşır. Bir panik atağın tanısal olarak kabul edilmesi için aşağıdaki belirtilerden en az dört tanesinin görülmesi beklenir:

  • Göğüs ağrısı veya göğüste baskı hissi
  • Şiddetli çarpıntı veya kalp atışının hızlanması
  • Aşırı terleme
  • Nefes darlığı veya boğulma hissi
  • Soluğun kesilmesi
  • Baş dönmesi, sersemlik veya bayılacak gibi olma hissi
  • Vücutta uyuşma ya da karıncalanma
  • Üşüme veya ateş basması
  • Bulantı veya karın ağrısı
  • Titreme
  • Kişinin kendisini ya da çevresini farklı algılaması
  • Kontrolünü kaybetme veya çıldırma korkusu
  • Ölüm korkusu

Panik Bozukluğu Nedir?

Panik bozukluğu, tekrarlayan panik ataklar ve bu atakların yeniden yaşanacağına yönelik sürekli beklenti kaygısıyla karakterize bir ruhsal rahatsızlıktır. Kişi, ataklar arasındaki dönemde bir sonraki atağın ne zaman geleceğini düşünerek yoğun endişe yaşayabilir. Bu durum hem sosyal hayatı hem de günlük aktiviteleri ciddi şekilde etkileyebilir.

Panik bozukluğu özellikle 20–35 yaş aralığında yoğun görülür ve kadınlarda erkeklere oranla 2–3 kat daha fazla saptanır.

Panik Bozukluğu Nasıl Ortaya Çıkar?

İlk panik atağın çoğu zaman belirgin bir tetikleyicisi yoktur. Aniden gelişen göğüs sıkışması, çarpıntı, nefes alamama, baş dönmesi veya titreme gibi belirtiler kişide “kalp krizi geçiriyorum” düşüncesine neden olabilir.

Ardından kişi tekrarlayan ataklar yaşamaya başlar. Her atak sonrası acil servise başvurmasına rağmen yapılan tüm tetkiklerin normal çıkması kişide “bir sorun var ama bulunamıyor” düşüncesini pekiştirir. Bu döngü, beklenti anksiyetesi ve davranış değişiklikleri ile devam eder.

Panik Bozukluğu Belirtileri İlerledikçe Ne Olur?

1. Beklenti Anksiyetesi

Kişi her an yeni bir atak geleceği düşüncesiyle sürekli tetikte olur. Bu durum günlük yaşamı olumsuz etkiler ve kaçınma davranışlarını artırır.

2. Yoğun Endişe ve Üzüntü

Kişi, kontrolünü kaybetmekten, bayılmaktan ya da çevresine zarar vermekten yoğun şekilde korkmaya başlayabilir.

3. Davranış Değişiklikleri

Panik bozukluğu olan bireyler güvenli alanlar oluşturmaya çalışır, bazı yiyeceklerden uzak durur, yalnız kalmaktan kaçınır, yanında sürekli su, ilaç veya kişisel bilgiler taşıyabilir. Bu durum yaşam kalitesini düşürür.

Panik Bozukluğu Tedavisi Mümkün Müdür?

Evet. Panik bozukluğu, uygun tedaviyle tamamen kontrol altına alınabilen bir rahatsızlıktır. Bilimsel araştırmalar iki temel tedavi yönteminin etkili olduğunu göstermektedir:

1. İlaç Tedavisi

Beyindeki kimyasal dengeyi düzenleyen ilaçlar sayesinde panik atakların sıklığı ve şiddeti azalır. Tedavi genellikle düşük dozla başlar ve doktor kontrolünde kademeli olarak düzenlenir. İlaç tedavisinin bir yıl sürdürülmesi önerilir.

2. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

BDT, panik atağa dair yanlış inanışların düzeltilmesini ve kişi için kaygı yaratan durumlarla kontrollü şekilde yüzleşmeyi amaçlar. Düzenli uygulanması, panik bozukluğunda en yüksek başarı oranına sahip yaklaşımlardan biridir.

En iyi sonuç, ilaç tedavisi ve BDT’nin birlikte uygulanması ile elde edilir.

Panik Bozukluğu Hakkında Önemli Uyarılar

  • Panik bozukluğu ölüm, felç ya da kalıcı bir hasara yol açmaz.
  • Doktorunuz önermedikçe tansiyon, çarpıntı, kalp ya da sakinleştirici ilaçlar kullanmayın.
  • İlacınızı kendi kendinize azaltmayın veya artırmayın.
  • Kendinizi iyi hissetseniz bile tedaviyi doktorunuza danışmadan kesmeyin.

Yazı içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.

Yorum bırakın